Gülseren Budayıcıoğlu
- Camdaki Kız
Evin en büyük odasını benim için hazırlamışlardı. Kendileri küçük odada yatarlardı. Benim odamda bir çocuğun isteyebileceği her şeyin fazlası vardı. En güzel yataklar, dantel örtüler, çeşit çeşit lambalar, oyuncaklar, kitaplar, kalemler, boyama defterleri, oyuncağın her türlüsü... Bir tek ne yoktu biliyor musunuz? Sevgi...
Gülseren Budayıcıoğlu
- Camdaki Kız
Onda hep çocuksu bir saflık ve durulukla birlikte, çok genç bir kadında bulunan tuhaf bir ruh hali var. Ne çocuk, ne de yetişkin... Ya da her ikisi birden.
Gülseren Budayıcıoğlu
- Camdaki Kız
Küçükken çekilen acıların ateşi kolay sönmüyor, kolay unutulmuyor ve izlerini hayatımız boyunca üzerimizde taşıyoruz. O ilk çocukluk yıllarında üzerimize yapışan olumlu ya da olumsuz enerjiyi, daha sonra biz etrafımıza yaymaya başlıyoruz.
Gülseren Budayıcıoğlu
- Camdaki Kız
Kadınlar hep aşk sonsuz olsun isterler. Oysa aşk, her zaman sonsuzluğa özense de, bir fırtına gibi bir kere durulunca bir daha kolay kolay derinleşemeyen bir tutkudur.
Gülseren Budayıcıoğlu
- Camdaki Kız
Hayatın kendine göre bir adaleti var. İlahi adalet. Bunu hayatın içinde yaşarken, oradan oraya koşuştururken göremiyoruz. Adaleti hemen, o anda görmek istiyoruz ama hayat bizim kadar aceleci değil. O, neyi, ne zaman yapacağını çok daha iyi biliyor.
Gülseren Budayıcıoğlu
- Camdaki Kız
İnsanın kaderini değiştiren güzelliği değil, güzelliğin arttırdığı beklentilerdir. Hayattan ve insanlardan ne kadar çok şey beklersek, hayal kırıklıklarımız da o kadar çok ve derin oluyor.
Gülseren Budayıcıoğlu
- Camdaki Kız
Kadın sanırım otuz beş yaşlarında ama ruhunun çok daha genç kaldığından eminim. Ancak bu kendine iyi bakmak, yaşlanmamak gibi bir şey değil, sanki büyüyememek gibi bir şey. Çocukluğunda bir yerlere takılmış olmalı...
Gülseren Budayıcıoğlu
- Camdaki Kız
Nalan... İnsanlar adıyla doğar ve onun adı Nalan. Yani ağlayan, inleyen anlamına gelen bir kelime bu. O da öyle yapıyor zaten. Adına uygun davranıyor.
Gülseren Budayıcıoğlu
- Camdaki Kız
Ortalıkta hiçbir şey olmamış gibi efe efe dolandım ama gece olup da yatağa yatınca çok ağladım. Kimse duymasın diye yorganı çektim başıma, bir yandan öldü diye kızıyorum, ağzıma geleni söylüyorum, bir yandan ağlıyorum.
Gülseren Budayıcıoğlu
- Camdaki Kız
Bazı şeyleri kadınların hissettiği doğru ama bunlar sadece istenirse hissedilebilir. İnsanın kendine bu izni vermesi de galiba biraz cesaret istiyor...
Gülseren Budayıcıoğlu
- Camdaki Kız
Kadınların çoğunda bir erkeğe aşkla bağlanırken aslında kendilerini mutsuz edecek bir kanıt, bir gizem bulma arzusu yatar. Zehirli bir arzudur bu. Sonu dramatik bir biçimde felaketle bitecek bir iz bulma ümididir. Kendi yıkımlarına yol açma pahasına da olsa, bu gizem onlara çok çekici gelir.
Gülseren Budayıcıoğlu
- Camdaki Kız
Bize çocukluk acılarımızın benzerini yaşatacak kişileri gözünden tanır, bir de üstelik ona aşık oluruz. Sanki her şey, bizi ona mıknatıs gibi çeker...
Gülseren Budayıcıoğlu
- Camdaki Kız
Bu dünyada yara almadan büyüyen birinin var olduğuna inanmıyorum. Zaten insan aldığı yaralarla büyüyor, var oluyor ve kaderini yazacak olan kişiliğini kazanıyor.
Gülseren Budayıcıoğlu
- Camdaki Kız
Güzellik bazen çok bencilleştiriyor insanları. Bazen de başkalarını daha kolay küçümseyebiliyor güzel insanlar. Ve bu büyük avantaj böylece bir dezavantaja dönüşebiliyor ve mutluluğu, adam yerine koymadıkları çirkinler kadar bile tadamıyorlar.
Gülseren Budayıcıoğlu
- Camdaki Kız
Son yapılan araştırmalar ölümcül hastalıkların çoğunun sevgisizlikten kaynaklandığını gösteriyor... Sevgi, bazen ölüme bile dur diyebiliyor demek ki...
Gülseren Budayıcıoğlu
- Camdaki Kız
İnsanın ruhsal durumu yüzüne nasıl da yansıyor. Ben yıllardır bu konuda çok şey öğrendim. Bir kadın o gün çok güzelse, mutlaka seviliyordur. Sevilmenin ışıltısı yansır yüzüne.
Gülseren Budayıcıoğlu
- Camdaki Kız
Duygularımız, tıpkı virüs gibi salgın yapar. Eğer çevreye yaydığımız duygu şiddetse, o dönem şiddet kol gezer dünyada; sevgiyse, yumuşacık sarar her birimizi...
Gülseren Budayıcıoğlu
- Camdaki Kız
Sanırım insandan başka hiçbir canlı utanmayı bilmiyor. İnsanların da hepsi değil, yalnızca bir kısmı, yani utanacak kadar insan kalabilenler başarıyor bunu.
Gülseren Budayıcıoğlu
- Camdaki Kız
Aşk akut bir hastalıktır. Ani başlar ve çok gürültülü seyreder. Tansiyon yükselir, kalp hızlanır, nefes alışverişler sıklaşır, yanaklar pembeleşir, vücut ısınır. Böyle akut bir duruma insanoğlu bir ömür nasıl dayansın? Böyle bir heyecan yıllar boyu sürecek olsa, kalbimiz ne çok zarar görürdü bu durumdan. Yani uzun lafın kısası zamanla bu duruma beden ve ruh uyum sağlar ve aşık olunan kişi karşısında duyulan heyecanlar yavaş yavaş kaybolur. Ve aşk kronikleşir...
George Orwell
- Papazın Kızı
İnançlar değişir, fikirler değişir ama ruhun derinliklerindeki bir parça hiç değişmez. Tanrı inancı yok olabilir ama inanca duyulan ihtiyaç sabit kalır...