תגובות אחרונות

Brenda Shaughnessy
Well you can actually make it go slower than 1 second per second if you …

Anonymous
changed eve to even

Some Disney Princess
I swear, didn't that happen to the Mongolian Empire lol

Satan
NO. JUST NO. WHY. WHY DID YOU HAVE TO REMIND ME OF THIS ABSOLUTE TORTURE

Kawish
Friday is my favourite day of the week too! Like you get to do something …

עוד

ציטוטים

הוסף ציטוט חדש

ציטוטים אחרונים - הציטוטים הטובים ביותר - הציטוטים הגרועים ביותר -

George Mann - Doctor Who
Bu insanlar için fener umudu temsil ediyor. Yaşanan her şeye rağmen benliklerinin minicik bir parçasının varlığını sürdüreceğine dair duydukları umudu. Bunu onların elinden alma.

Douglas Adams - Doctor Who: Ölüm Şehri
Para olmadan, boyutlar haddinden fazla eşitlikçiydi. Kraliçe de olsanız, mutfaktaki hizmetçi de, boyutlar içindeki ilerleyişiniz sabit orandaydı. Ve zengin fakir, herkes zamanda yürüme hızında ve sadece tek bir yönde yolculuk ediyordu. Bu da değişmezdi.

Douglas Adams - Doctor Who: Ölüm Şehri
Herhangi bir bilim insanına sorun, kendisine meydan okunmasını sevdiğini söyleyecektir. Çünkü gerçek başarı ancak bu sayede elde edilir. Hafiften dişlerini sıkması lazımdır.

Douglas Adams - Doctor Who: Ölüm Şehri
Bazen uyudu. Sonra tekrar ayağa kalktı, üzülerek. Başka bir güne başlayarak, sonsuz bir güne. Açlığın onu öldürmesi için yalvardı ya da susuzluğun. Ama hiçbir şey öldürmedi. Sonunda, sıkıntıdan öldü.

Douglas Adams - Doctor Who: Ölüm Şehri,
Hataları üzerinde durmak için uzun bir zaman vardı elinde. Yanlış anladığı şeyler üzerinde. Yaptığından daha iyisini yapabileceği şeyler üzerinde. Zamanında söyleyebileceği şeyler üzerinde.

Neil Gaiman - Doctor Who - 11 Doktor 11 Öykü
İnsanlar sürekli bir terbiyesizlik içindeler ve bu cesurca bir şeymiş gibi, sana kötü davrandıklarında üzülürsen bu senin suçunmuş gibi davranıyorlar...

Neil Gaiman - Doctor Who - 11 Doktor 11 Öykü
Herhangi bir gezegende yaşayıp kendini korumak için bir gücü olmayan bir tür düşünebiliyor musun. Evren ellerine fırsat geçse dalekleri, insanları, zaman lordlarını, hatta kendilerinden başka herkesi öldürebilecek türlerle dolu.

Neil Gaiman - Doctor Who - 11 Doktor 11 Öykü
İnsanları birbirlerine en kötü, en acı verici -doğruları- söylemenin iyi bir fikir olduğuna ikna edersen, dünyayı yönetecek kadar negatif enerjiye sahip olursun.

George Mann - Doctor Who
"Soykırımdan bahsediyorsun." Ne olursa olsun, kimin hayatta kalıp kimin öleceğine karar verme hakkına sahip değiliz. Hem de bu ölçekte. Gösterişli cübbeleriniz ve komik şapkalarınız içinde ne kadar rol yapmaya çalışırsanız çalışın bizler tanrı değiliz.

Neil Gaiman - Doctor Who - 11 Doktor 11 Öykü
Birisi bir hikaye anlattığında ortaya çıkan güce inanamazsın. Bilinçli, duyarlı bir akıl kendi isteğiyle neyin gerçek, neyin doğru olduğunu görmezden gelip asla var olmamış insanlara ve yerlere inandığında. Muhteşem bir şeydir. Gerçekliği reddetmek anlamına gelir. Ve gerçeklik bir an kenara itildiğinde, ne kadar kısa süre için olursa olsun, bir boşluk ortaya çıkar. Olasılıklarla, yaşanabileceklerle dolu bir boşluk.

Justin Richards - Doctor Who Siluet
Clara onun duygularının katmanlar halinde olduğunu ilk defa fark etmiyordu. Bir şey hakkında nasıl hissettiği yüzeydeki katmanın altında gizliydi; yüz ifadesi azıcık değiştiğinde ortaya çıkıyordu. Gerçekten ne hissettiği onun da altındaydı; çok, çok derinlerdeydi ve asla ortaya çıkmıyordu.

Gülseren Budayıcıoğlu - Camdaki Kız
Hayal bile bir dayanak arıyor kendine, bir umut, birazcık ışık. Umut etmek için bile, önünde az da olsa bir ışık görmek istiyor insan. O bana bakarken bile, hiçbir şey söylemeden, sadece bakışlarıyla seviyordu beni. Bu nasıl bir şey, ben daha önce hiç yaşamadım ki. Hayatında ilk kez şeker yiyen bir çocuk gibi işte. Sevildiğimi hissettikçe ruhuma sanki kapı aralığından ışık sızmaya başladı. İçimden bir ses, ona bu gün sarılmazsan, bir daha bu fırsatın hiç olmayacak dedi...

Gülseren Budayıcıoğlu - Camdaki Kız
Kendini düşünmekten, başkalarını anlamak, onların neler hissettiğini bilmek, arada bir de olsa onlara hak vermek hiç aklına gelmemiş. İnsan ruhu ne kadar karmaşık. Herkes kendine göre ne kadar haklı. Kendimizi bu kadar iyi anlarken karşı tarafı neden hep pas geçiyoruz acaba...

Gülseren Budayıcıoğlu - Camdaki Kız
Bu adamın duyguları nasıl da apaçık. Kızdığı da, üzüldüğü de, sevindiği de hemen yüzüne yansıyor. Uygar insanların yüzünde, zamanla daha da kalınlaşan maske onda yok.

Gülseren Budayıcıoğlu - Camdaki Kız
Mutluluk bir karardır sevgili dostlarım. Eğer bir insan mutsuzsa, onu bu dünyada hiçbir şeyle mutlu edemeyiz. -Kim ister ki mutsuz olmayı- dediğinizi duyar gibiyim. Kimse istemez tabii ama ona zamanında mutlu olmayı kimse öğretmediyse, ruhu hep bir şeylere isyan ediyorsa, adalet duygusu incinmişse artık onu başkaları mutlu edemez ki. İnsanları huysuz ve geçimsiz yapan da sevgisizliktir zaten. O mutsuzluğuyla, huysuzluğuyla barışıktır. Ancak bunu kendisi çok ister ve gayret ederse değiştirebilir.

Gülseren Budayıcıoğlu - Camdaki Kız
Aşk çok güçlü bir heyecandır, hem derin hem çok yüksek bir duygu yumağıdır. İnsanın yaşama sevincini, enerjisini artıran, gözlerini parlatan, güzelleştiren, sağlık kazandıran ve en önemlisi onu mutlu eden bir duygudur...

Gülseren Budayıcıoğlu - Camdaki Kız
Artık affetme, özgür olma, hafifleme zamanı. Affetmek insanı özgürleştirir, zincirlerini kırar. Hayat sevdiği kullarına bu çok özel hafifleme zamanını hayatlarının bir döneminde mutlaka verir.

Gülseren Budayıcıoğlu - Camdaki Kız
Çocuk gibi ilkel, çocuk gibi doğal ve çocuk gibi içten. Uygarlık, işte en çok bu çocuğu yok ediyor. Bir yandan onu büyütüp eğitirken bir yandan da duygularına dur demeyi öğretiyor.

Gülseren Budayıcıoğlu - Camdaki Kız
Bizim insanlarımız yeryüzünde yaşayan diğer insanlara pek benzemez. Bizler, duyguyu dibine kadar yaşamaya meraklı bir milletiz. Ben de tam olarak öyle biriyim zaten ve bundan çok memnunum çünkü insan hissettiği sürece vardır, yaşıyordur. Arada kara günler, bazen de pırıl pırıl ak günlerde...

Gülseren Budayıcıoğlu - Camdaki Kız
Kimsenin giyemediğini giyerek, kimsenin takamadığını takarak duygusal açlığımı doyurmaya çalışıyordum. Dıştan bakan biri bunları anlamaz, hatta onlara imrenir durur. İnsan isterse kendini çok güzel kandırabiliyor. Hatta kendini çok mutlu olduğuna bile inandırabiliyor.